Duruşma

 Acı çekiyorum ve tam da böyle bir aşk istiyorum, aynen bu şekil

Evet, yine ve yeniden olduğu gibi başlıklarımın içinde yığılıp kalıyorum. ne olmuş yani? hiç mi olmadı bundan sana?
---senin hiç inşaata topun kaçtı mı---
- hayır ben hiç asansörde kalmadım.
1az daha zorlarsak aynı havanın içinde olacağız.

Uzun zamandır ilk defa kendime zarar vermek istedim. Bu durumu görmesini istemediğim kişinin karşısında kendimi fiziken yaralayıp ona ne kadar mutsuz olduğumu bu yolla ''göstermeye'' çalıştım. Yanlış tercihlerin en büyük deneyimcisi olarak yine ve yeniden.

Duygularım yavaşladıkça problemin kaynağı olmak üzüyor en çokta. ''dünyanım merkezinde olmaya çalışan adam kontrolle beni ele geçirmeye ve üzerindeki koruyucu kollayıcı ''erkek'' güdülerini benim üzerimde göstermeye çalışması beni hissizleştirip istemediği bir helin'i karşına alıp sonrada ''neden'' demesi'' bu dünyanım merkezi olamaz! ben böyle bir merkez istediğime emin değilim.
benim istediğim merkez ne peki?? (o kadar ilerleyebilseydim kendime terapist danışması yaftasını yapıştırırdım, bu da başka bir yazı konusu.mjks) 
bu da üzüyor  tabi ama yozlaşmış bir ilişkiyi katlanabilir kılan tek şey aşk olabilir. 2000 işik yılı uzaklıktaki bir histen bahsediyorsun akıllı bıdık seni.. yine ateşim çıktı. bu sefer uyumak istemiyorum. kafam ağrıyor gözlerim ağırlaştı. zaten kimse ilgilenmiyor diye yazıyorum. olurda biri okursa diye de imla kurallarına  dikkat ediyorum farkındaysan. taam mı? neyse saat 5 oldu neredeyse.. kafam dağıtmak istiyorum diye diye gerçekten dağıttım. (;
















Mut

Kağıt - Kalem

Evet farkedildiği üzere başlık bulmakta epey zorlanıyorum..zaten kimin umurunda? baksana ben bile salmışım. o derece artık. BUYUK HARFLE YAZARKEN SAĞ SERÇE PARMAĞIMI SHIFT'TE  TUTARAK AYNI HIZDA YAZABİLECEK KADAR YETENEKLIYIM.

neyse konumuza dönelim. Öncelik vermek istediğim ve bazen hassas olduğum konularda hep suskun tavırlarım boy gösteriyor bu sıralar. yeni yeni türedi erbabına tıkadığım..

yakındığım doğru, mesela; sevgilimden hiç romantik veya duygusal cümleler alamıyorum. ondan aldığım en duygusal cümle ''seni seviyorum'' un dışına hiç çıkmadı. sevgilimin bu eksiklerimi hiç bir zaman karşılamayacak gibi duruşu ayrı bir blog başlığı. ee evet sevgilim bunu okuyorsan lütfen kızma bana. sadece bir köşede öylece kalması için yazıyorum. içimden yazmak değil göstermek geçtiği için yazıyorum.

bazı bazı kişilik bölünmeleri yaşıyorum. en çokta evde tek başıma kaldığım zamanlar oluyor. hesaplar sorgulamalar uuv yanılmalar... (doğru kelime olmayabilir)

bu sıralar kızdığım bazı şeylerden biri de hayatta istediğim hiçbir şeye ulaşamıyor olmam. elimden gelmiyor olması. çabamın enerjimin olmadığını düşünüyor olmam. bazı saçmalıklar işte. ne çok isterim, sevgilimin göğsüne başımı dayayıp ilham verici konuşmasını dinlemeyi. veya beni ne kadar çok sevdiği. di mi sevgili sevgilim? uzun uzun göstermek geliyor içimden. kimse kimseye deli gibi aşık değil. aslında yaşadığım ilişkinin bir adı olsaydı ne olurdu merak ediyorum. aslında ben en çok hangi modda olduğumu ve kendimi merak ediyorum. en çok neden en
çoklarımın bu kadar çok olduğunu merak ediyorum.
kendimi bulma çabalarımın sonuçsuzluğu içinde çırpınırken bu çırpınışlarımın kimseyi ilgilendirmediği gerçeğiyle savaşmaktan nefret ediyorum. asılsız doğrularınızı kıçınıza sokarken görmek istediğim bakış açısı için yer açmanızı istiyorum.
ergenleşerek olgunlaşmak istiyorum. hırs içinde mikserlenmiş nefretlerinizi görmek istiyorum. bol tuzlu. ve yazımı iyi gecelerle bitiriyorum sikikler.     

Şehvete Giden Yol: İki Titrek Dudak

Boynu bir kuğunun zarafetini andırıyor. Uzun... Kumral ve dokunası. Parmaklarımı gezdirdiğim yer tam olarak kulak arkası sayılmasa da hissettirdiğim şey aslında oranın dokunulmaması, hissedilmemesi  gereken  yer olduğu düşüncesinde. Bunun aksini iddia eden Tanrılar artık içimizde bir sancı kadar hissedilir durumda. B
azılarımızın duymak ve hissetmek istedikleri anlara ulaşabilmek için neleri feda ettiklerini farkında bile değiller. 

Hissediyor, görüyor ve duyuyorum.. yapmak istediğim, dudaklarımın arasına kadar gelip dile dökülemeyen o kadar çok duygu var ki. mesela istediğim bütün filmleri izlemyee hayatımın yetmeyeceğini düşünmek beni kahrediyor. gitmek istediğim yerlere hiçbir zaman gidemeyecek olmama..
 ''sevdiğimi adamın yarattığı kadına bakıp 'aslında sen hiçten var oldun' '' diyebilmek

''Çirkin kadın kendisini nasıl seksi hisseder?!'' Sorusuna, ''kılsız bir vücut '' cevabını veren sevgiliye 22 sene hapis cezasına verildi.  Gizem kendini korumakla yükümlü. Aziz Allah.

Ah Kızlar Sizleri, Sizleri...


-Seviyorum. Seviyorum ve nefret ediyorum. Anliyor musun?
-Hep öyle değil midir?

--
Uzun bir aradan sonra parmaklarım blog yoksunluğundan bihaber yaşamış olsa bile; hala sokağa çıkıp deliler gibi içip etrafı kesmek istiyorum. Kadınımın gözlerine bakıp ;aslında onun kendine hangi bakış açısıyla bakması gerektiğini göstermek istiyorum.. Yalanlar üzerine kurulmuş dünyamın aslında bir parçası olduğunu ve onun bu dünya üzerindeki tek iyi şey olduğunu söylemek istiyorum. --eğer kadınım bu oysaydı. --- / yada bu 

ss

sss

Elsiane

Çok geç tanıştığım, ve herkese tanıtmak için kıçımı yırttığım bir tanrıçadan bahsedeceğim size.

2008'in yarısında ortamlarda deli gibi patlak veren trip-hop dönemine bi göz atalım. neler paylaştık nelerle ısıttık içimizi!? Ben sizi bilemem ama 2007'ın eylül aylarında şarap kafası yaşatmayı başaran bir grup türedi. kimilerine göre çok derin anlamlar, geniş kafalar erişilemeyen yüksek bulutlar bla bla bla... bana göre ise ayyuka içinde sakin bir okyanusu andırdı bu vokal. sözlerin evrenselliği içinde deryada leyli.

downtempo  severler için geliyor:
elsieanne caplette 

Söyle ne istiyorsun?

Bak beyim‚ sana iki çift lafım var. Koskoca adamsın paran var‚ pulun var‚ herşeyin var. Binlerce kişi çalışıyor emrinde. Yakışır mı sana ekmekle oynamak‚yakışır mı bunca günahsızı‚ çoluğu çocuğu karda kışta sokağa atmak‚ aç bırakmak ama nasıl yakışmaz sen değil misin öz kızına bile acımayan‚ bir damlacık saaddeti çok gören. Anlamıyor musun beyim‚ bu çocuklar birbirini seviyor ama ben boşuna konuşuyorum sevgiyi tanımayan adama sevgiyi anlatmaya çalışıyorum.. Hıh‚ sen büyük patron‚ milyarder‚ para babası‚ fabrikalar sahibi Saim Bey!! Sen mi büyüksün hayır ben büyüğüm‚ ben‚ Yaşar usta. Sen benim yanımda bir hiçsin‚ anlıyor musun‚ bir hiç. Gözümde pul kadar bile değerin yok ama şunu iyi bil‚ ne oğluma ne de gelinime hiç birşey yapamayacaksın yıkamayacaksın‚ dağıtamayacaksın‚ mağlup edemeyeceksin bizi. Çünkü biz birbirimize parayla pulla değil‚ sevgiyle bağlıyız. Bizler birbirimizi seviyoruz. Biz bir aileyiz biz güzel bir aileyiz. Bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun. Dokunma artık aileme! Dokunma çocuklarıma! Dokunma oğluma! Dokunma gelinime! Eğer onların kılına zarar gelirse ben‚ ömründe bir karıncayı bile incitmemis olan ben‚ Yaşar usta‚ hiç düşünmeden çeker vururum seni!! Anlıyor musun vururum ve dönüp arkama bakmam bile!

Evcilik

Evet evcilik. anne babanın oynadığı gibi de değil.. evcilik.. çocukken yaptığım şerefsizliklerin en başında gelir. kimine göre travma kimine göre arkadaş ortamı. tabi yaş ilkokul 4 seviyesi..

erkeklerle yapılamayan eylemleri dişi veletlerle yapmak.. huwm.. iğrenmem mi gerekiyor kendimden!?

ayrıntı mı istiyorsun? 18 yaşını doldurduktan sonra gel velet.

Sarf-ı Beyaz

dr.ötker kim ya? kimsin sen? madem mutfakta bu kadar iyiydin,neden dr oldun?

aile baskısı mı?